Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Bu Yol Uzundur
Bu Yol Uzundur
Bu Yol Uzundur
Ebook143 pages1 hour

Bu Yol Uzundur

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Gün gelir, yaşanan sıkıntıların elemi gider lezzeti kalır ve geriye dönülüp bakılınca “Hey gidi günler” denir. Zalimin safında yer alanların gülmeleri de ebedi ağlamaya dönüşür. ‘Yolun kaderi’ne rıza gösterenler için çile bitmez; biri biterken ötekisi başlar...
İsimsiz kahramanların destanları dilden dile dolaşır... Geçtikleri yollara serptikleri tohumlar fidana durur ama meyvesini yemek onlara nasip olmaz. Çünkü onlar yeni menzillere yelken açmışlardır...
Bu kitap gerçek bir hayat hikayesidir, tıpkı birçok benzeri gibi... Ülkesinde yaşama imkanı bulamayan Ercan, Asude ve kızları Nalan’ın yeni bir ülkede özgürce yaşayabilmek için çıktıkları yolcuğun ve yaşadıkları sıkıntıların hikayesi...

LanguageTürkçe
Release dateJan 20, 2020
ISBN9780463715345
Bu Yol Uzundur
Author

Emin Osman Uygur

EMİN OSMAN UYGUR1966’da, bir Temmuz günü gelmişim dünyaya. Meyve ağaçlarının ve ormanların yemyeşil dünyası ile az ötede sanki ebede uzanmış masmavi bir deniz iklimi arasında geçti kimliksiz yıllarım... Yıldızlara bakarak uyudum yaz gecelerinde... Kâinat ve etrafımdaki varlıklar müthiş bir laboratuvar gibiydi benim için... Ne yazık ki çocukluk yıllarımın o heyecan ve gözlem aşkı, uzun süre bir yerlerde bekleyecekti. Ve ben kaderin çizdiği yolda eğitim dünyasında buldum kendimi. Belki de okumanın, tefekkürün verdiği ilhamlar, beni zihinsel keşifler yapmaya yönlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdikten sonra özel ve resmi kurumlarda 25 yıl görev yaptım. Bu arada Sızıntı dergisi ile tanıştım ve bu dergide yazma imkânı buldum; Çağlayan’a evrildiğinden beri de yazmaya devam ediyorum. Ve yazmayı her zaman konuşmaya tercih ediyorum.Crab Publishing’den çıkan diğer kitaplarım:1.Meriç’e Düşen Dua2.Çekirdekte Tefekkür Deneyi3.Gece Yağıyordu Üstümüze4.Cennetin Son Yolcusu5.Bu Yol Uzundur

Read more from Emin Osman Uygur

Related to Bu Yol Uzundur

Related ebooks

Related categories

Reviews for Bu Yol Uzundur

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Bu Yol Uzundur - Emin Osman Uygur

    BU

    YOL

    UZUNDUR

    Emin Osman Uygur

    Published by Crabs Publishing at Smashwords

    Copyright © 2018 Crabs Publishing

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

    Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

    Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

    Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

    Bu Yol Uzundur / Emin Osman Uygur

    Yayın No: 28

    Roman: 4

    Emin Osman Uygur eserleri: 5

    Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

    Editör: Mehmet Ali Özcan

    Kapak tasarımı: Nazende Bahar

    Teknik hazırlık: Güray Ordueri

    Yayın tarihi: 2019

    Dijital ISBN: 9780463715345

    e-posta: crabspublishing@gmail.com

    Twitter: @CrabPublishing

    EMİN OSMAN UYGUR

    1966’da, bir Temmuz günü gelmişim dünyaya. Meyve ağaçlarının ve ormanların yemyeşil dünyası ile az ötede sanki ebede uzanmış masmavi bir deniz iklimi arasında geçti kimliksiz yıllarım… Yıldızlara bakarak uyudum yaz gecelerinde... Kâinat ve etrafımdaki varlıklar müthiş bir laboratuvar gibiydi benim için… Ne yazık ki çocukluk yıllarımın o heyecan ve gözlem aşkı, uzun süre bir yerlerde bekleyecekti. Ve ben kaderin çizdiği yolda eğitim dünyasında buldum kendimi. Belki de okumanın, tefekkürün verdiği ilhamlar, beni zihinsel keşifler yapmaya yönlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdikten sonra özel ve resmi kurumlarda 25 yıl görev yaptım. Bu arada Sızıntı dergisi ile tanıştım ve bu dergide yazma imkânı buldum; Çağlayan’a evrildiğinden beri de yazmaya devam ediyorum. Ve yazmayı her zaman konuşmaya tercih ediyorum.

    Crab Publishing’den çıkan diğer kitaplarım:

    Meriç’e Düşen Dua

    Çekirdekte Tefekkür Deneyi

    Gece Yağıyordu Üstümüze

    Cennetin Son Yolcusu

    Bu Yol Uzundur

    İÇİNDEKİLER

    GİRİŞ

    HUZUR DOLU YUVA İÇİN…

    O KARA GECE…

    KORKU DOLU GÜNLER

    BEKLENEN HABER

    ÇİLE YOLUNUN TAŞLARI

    ZULMÜN AYAK SESLERİ

    YOL HAZIRLIKLARI

    İ’SAR VE İNAYET

    ÇEMBER DARALIYOR

    YOLCULUK VAKTİ

    KEFALONYA’DAN İLK DENEME

    SIRADAKİ ADA MAYKANOS

    BU SEFER GİRİT

    HİZMET HAREKETİ

    MENZİLE İLK ADIM

    TEKRAR BİR ARADA

    SONSÖZ

    GİRİŞ

    Vatanını, doğup büyüdüğü yerleri, çocukluk anılarının vazgeçilmez mekânlarını, annesini, babasını, kardeşlerini, tüm tanıdık ve dostlarını terk etmek zorunda kalmak varmış kaderde. Ama bu terk ediş, bu ayrılış bir ticaret için veya daha iyi bir hayat kurmak için değildi elbette. Allah rızası için bir uğraş içinde olan insanların, zulme maruz kaldıklarında zalimin eline düşmemek için verdikleri gayret ve bir hicret idi.

    Darlıktan genişliğe, korkudan güvene, kâbustan ümide doğru bir yolculuktu bu. Ancak kolay değildi.

    Bu yol uzundur,

    Menzili çoktur,

    Geçidi yoktur,

    Derin sular var.

    mısralarında olduğu gibi herkes farklı bir meşakkat yaşayacaktı bu yolda.

    Bir adım sonrasında ne olacağını bilmez insan. Bir sabah yaşayacağınız küçük bir olay, bütün hayatınızı etkileyecek çapta önemli olabilir. Beklenmedik bir anda duyulan tanıdık bir ses, bir hazine kadar kıymetli olabilir.

    Hayata sıfırdan başlarsınız. Belki de eksilerden...

    İşiniz gereği sıfırsınız. Dil olarak sıfırsınız. Sadece birikimleriniz vardır dimağınızda. Belki bununla yaşarsınız bir süre. Sizi süzen gözleri anlamaya çalışırsınız. Kim olduğunuzu ifade edemezsiniz. Anlatacak çok şeyiniz vardır da anlatamazsınız.

    Eskilerde yaşananları bir daha hatırlarsınız. Bu sefer her bir kare çok önemlidir sizin için. Bir Sevr'e nazar edersiniz, bir Kehf ashabına... Bir Ümmü Seleme'nin gözyaşlarına şahit olursunuz Abtah denilen yerde, bir İkrime'nin dönüşünü izlersiniz çöllerde. Necaşi'nin civanmert ve hakikatli duruşuna hayran olursunuz bir anda…

    Bir zamanların rüya toprakları Anadolu, şimdilerde iliklerine kadar zulme, karanlığa gömülmüştür. En yakın insanlar, Hizmet gönüllülerine düşman olmuştur. Hiç birinin elinden, dilinden, kaleminden zarar görmediği bu güzel insanlara, sırf siyasi gerekçelerle kin ve nefretin en yüksek boyutunda düşman kesilmek akılla izahtan uzak bir durum…

    Yapacak çok fazla bir şey yoktur hizmet insanı için. Ya içerde ya da dışarda inandığı değerler ile yaşamaya devam edecektir. Bu durum karanlıklarda çakan şimşekler gibi, gören gözlere bir şeyler ifade etmeye de çoktan başlamıştır. Yaşanan hayatlar, ölü toprağı serpilmiş bir kültürün, coğrafyanın ötesinde çok şey ifade etmektedir artık.

    Amin Kuzzat

    HUZUR DOLU YUVA İÇİN…

    Asude ile Ercan, hayatlarını, sevdiklerinin ve bütün bir insanlığın mutluluğu adına çalışarak sürdürmeye karar vermişlerdi.

    Kendi mutluluklarını da ancak bu şekilde devam ettireceklerine inanıyorlardı. 'Sade ve temiz bir hayat' parolası ile çıkmışlardı yola. Bu dünyanın geçiciliği ve ahiretin sonsuzluğu, onlara bir hayat planı sunuyordu. Bu planda dünyanın, ebedi hayat için sınav ve hazırlık yeri olduğu gerçeği vardı.

    İnsanlığın var oluşundan beri süregelen iyilik ve kötülük çizgilerinden iyilik çizgisini tercih etmişlerdi. Hayat sahnesinde rolleri, insanca yaşamayı ve yaşatmayı temsil ediyordu. Bu sebeple, tebessümü bile bir iyilik kabul eden bir medeniyetin devamı olmaktan da sevinç duyuyorlardı, devrin bütün cinnet hali olaylarına rağmen.

    Herkesin sadece kendini düşündüğü ve gerçek huzurun kaybolduğu bir ortamda, huzur adacıkları, barış köprüleri, diyalog güzergâhları kurmak için yola çıkan hizmet hareketi gönüllüleri, dinin özünde olan güzellikleri yaşamak ve göstermek için harekete geçmişlerdi. Asude ve Ercan da bu kervanda yer almışlar, hayatlarını bu yüce gaye için yaşamaya azmetmişlerdi.

    Asude ve Ercan evlendikten sonra bir süre çocukları olmadı. Anne baba olma duygusunu tatmak, güzel bir evlat yetiştirmek istiyorlardı içten içe. Bu güzel bir duygu idi ama kader karşısında da nasıl durulması gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Aradan geçen bir kaç yıl içinde, doktorların tavsiyelerine uyarak yaşadılar. Sebepler dünyasında yaşayıp da sebeplere başvurmamak akıl sahibi insanın yapacağı iş değildi onlara göre. Bu yüzden de onlar hayal dünyasında yaşamayı tercih etmiyor ve zamanın en gelişmiş imkânlarından istifade etmeye çalışıyorlardı.

    Ercan bir gün kontrol niyetiyle doktora gitmişti. Doktor, kısa bir muayeneden sonra, nasıl olduysa, hemen küçük bir operasyon yapma kararı aldı. Bu sürpriz bir gelişme idi.

    Ercan hemen Asude'yi aradı.

    Asude doktor, küçük bir operasyon yapacakmış.

    Ne diyorsun? Hemen geliyorum ben de.

    Bence gerek yok. Zaten çok kısa sürecekmiş. Ameliyattan sonra gerekirse gelirsin.

    Olur mu Ercan? Ameliyat bu…

    Sen bir sakin ol. Bir iki saat sonra görüşürüz. Sen dua et. Doktor de geldi. Şimdi gidiyoruz.

    Asude bu ani gelişme karşısında gerçekten şok olmuştu. Biraz duygulandı. Eline bir dua kitabı aldı ve okumaya başladı.

    İki saat içinde operasyon da bitmişti. Ercan uyandığında başucunda üst komşusunu görünce şaşırdı. Komşusunun hastanede çalıştığını bilmiyordu. O da Ercan’ı burada görünce şaşırmış ve sahip çıkmıştı komşusuna;

    Komşum geçmiş olsun. Seni görünce biraz bekledim. Şimdi daha iyisin inşallah.

    Ercan biraz zor da olsa konuşmaya çalıştı:

    Teşekkür ederim. Kendimi iyi hissediyorum. Sizi görünce çok sevindim.

    Ben burada çalışıyorum. Az önce doktorla görüştüm. Doktor her şeyin yolunda gittiğini söyledi. 'Çok nadir bir durum ama zor bir durum değildi' dedi.

    Sağ olsun. Ben de şaşırdım zaten hemen operasyon kararı verince…

    Neyse ben seni yormayayım. Sonra yine gelirim. Bir isteğin varsa söyle.

    Hanıma bir telefon açayım. Çok merak etmiştir. Telefon şu dolapta olacaktı.

    Sen dur ben eşimi ararım şimdi. Beraber gelirler.

    Ercan başıyla tamam işareti yaptı. Tebessüm etti.

    Doktor Ercan'ı iki gün bekletti hastanede. Bu ara Asude de eve gitmedi. İki gün sonra beraber çıktılar hastaneden.

    Ameliyat sonrası günlerdi. Asude, garip duygular içindeydi. Kısa bir kontrolden sonra hamile olduğunu öğrendi. Ercan'ın eve gelmesini bekleyemedi, müjdeyi telefonla verdi.

    Aradan aylar geçti. Artık her şey hazırdı. Aileye bir kız bebek katılacaktı.

    O gün geldiğinde Asude ve Ercan için bu mutluluğun

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1