Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Ha Babam Ha!
Ha Babam Ha!
Ha Babam Ha!
Ebook130 pages31 minutes

Ha Babam Ha!

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

21. yüzyıl bohemliğinin gemi azıya aldığı böylesi zamanlarda, naifliğin ve maddenin ötesinde de bir şeyler var, demenin en mühim mecrasıdır şiir. Bunun için şiirler hep var olmalı, ilhamların elvanı arasında şiir hep yaşamalı... Yeni kuşaklara şiirin varlığından ve güzelliklerinden bahsetmeli, onları şiirin gönül incelten iklimine teşvik etmeli...
Şiir bir yönüyle, kainatın akustiğine seranadın başkaca bir ünvanı da sayılabilir. Bu bakımdan şair, kainattan süzülüp gelen o rengarenk, o esrarlı ışık dalgalarına durulardan duru bir ayna, ruhunun derinliklerinden idrakine, oradan da kaleminin ucuna sızan şeyler de gönüllerimizi ve dünyayı aydınlatan birer arayış akisleridir.
Ahmet Oğuz'un şiirlerini ilk elden okuma fırsatları buldum; paylaşma teveccühünde bulundular diyeyim. Şairin çalışma atölyesi olur muydu? Evet, vardı. Şiir mana olarak gelirdi ama, üzerinde çalışma bazen günler, bazen haftalar, bazan da yıllar alırdı. Bu üç şairle birlikte şunların idrakine vardığımı söyleyebilirim:
• Şair naiftir.
• Şair dertlidir.
• Şair eşya ve hadiselere karşı bilinçli farkındalık sahibidir.
• Şairin iç dünyası dış dünyasından daha renkli ve engindir.
• Şair yalnızdır.
• Şair, aleladeliğe ve sığlığa başkaldıran bir âsidir.
Ahmet Bey’le tanışıklığımız yıllara bâliğdir. Evvelen de şiirlerini paylaşırdı fakat tahsiline Medrese-i Yusufiye’de devam ederken yolladığı şiirler benim için müstesnaydı. O şiirler bambaşka bir aleme yelken açmaya azm-ı râh etmiş sevdalı gönlün iniltilerine şahitlik ediyordu. Şiirleri bana ulaştığında, manaya açık olduğumu düşündüğüm anları kollar, kahve içeceğim mekanda en büyüğünden simsiyah kahvemi söyler ve Ahmet Bey’in ilmek ilmek örülmüş dantela sanatına hayretle okumalar yapardım.
Zevk ve rengiyle tıpatıp bana uyan ve sahiplenmek istediğim şiirlerinin yanında, kalbin derinliklerindeki lahutiliğe yelken açıp, okuyanı zorlayan şiirlerine de şahit oldum. Ahmet bey, tematik olarak tekdüze bir şair değil; tıpkı, son on yılda yaşadığı akıl almaz şeyler gibi... Ahmet Oğuz’un, hecelere çok saygılı olduğu, uyaklarla bir ahenk yakaladığı aynı anda, içindeki fırtınaya hakim olamayıp ölçüsüz şiirlerin akıntısına kendini kaptırarak bir anda okuru farklı haz ve his iklimlerinde seyahat ettirdiği pek çok şiirinde gözlemlenen ayrı bir hususiyettir.
Naçizane tavsiyem, manaya açık olduğunuzu düşündüğünüz bir zaman ve mekânda, kitabı elinize alın ve sadık içeceğinizle birlikte uzun ve renkli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Hani şiir gibi bir hayat derler ya; bu şiirler bir hayat gibi...

Hasan Safyürek

LanguageTürkçe
Release dateMay 26, 2024
ISBN9798215992142
Ha Babam Ha!
Author

Ahmet Oğuz

1973 yılında Hatay’da dünyaya gelen Ahmet Oğuz, ortaöğrenimini Yayladağı’nda, üniversite eğitimini de 1995 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde tamamladıktan sonra 2014 senesine kadar Türkmenistan’da Türkçe Öğretmenliğinin yanı sıra çeşitli eğitim faaliyetlerinde bulundu. 2014 senesinde Antalya’ya yerleşen şair, 2016 yılının bir Eylül sabahı, ‘Terör Örgütüne Üye Olmak!’ iddiasıyla tutuklanarak cezaevine kondu. Ahmet Oğuz’un bütün şiirleri, hayatının dört sene, sekiz ayını geçirdiği bu cezaevi yıllarında kaleme alınmıştır.Aydınlık ve karanlık, yalnızlık ve hasret, tutsaklık ve umut, özgürlük ve zulüm gibi temalar Oğuz’un şiirlerinde yer yer yoğun bir lirizm, yer yer de sağlam bir alegoriyle işlenmiştir. Hapishane hayatının fırtınalı hislerini duygusal bir üslup ve coşkuyla mısralarına taşıyan şair, sevgisi gibi öfkesini ve kırgınlıklarını da yalın ve çıplak bir dille haykırdı. Ahmet Oğuz’un pek çok şiiri, sevdiklerini saygılı ve gül gibi narin sözcüklerle yücelttiği, öfke duyduklarınıysa kırbaç gibi ifadelerle adeta dövdüğü zehir zemberek dizelerle dolu. Denebilir ki Ahmet Oğuz, şiirini yaşadıklarından, yüreğinden, kanından ve ruhunun derinliklerinden bir altın işçiliği hassasiyetiyle süzerek inşa etmiştir.

Related to Ha Babam Ha!

Related ebooks

Related categories

Reviews for Ha Babam Ha!

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Ha Babam Ha! - Ahmet Oğuz

    21. yüzyıl bohemliğinin gemi azıya aldığı böylesi zamanlarda, naifliğin ve maddenin ötesinde de bir şeyler var, demenin en mühim mecrasıdır şiir. Bunun için şiirler hep var olmalı, ilhamların elvanı arasında şiir hep yaşamalı… Yeni kuşaklara şiirin varlığından ve güzelliklerinden bahsetmeli, onları şiirin gönül incelten iklimine teşvik etmeli...

    Şiir bir yönüyle, kainatın akustiğine seranadın başkaca bir ünvanı da sayılabilir. Bu bakımdan şair, kainattan süzülüp gelen o rengarenk, o esrarlı ışık dalgalarına durulardan duru bir ayna, ruhunun derinliklerinden idrakine, oradan da kaleminin ucuna sızan şeyler de gönüllerimizi ve dünyayı aydınlatan birer arayış akisleridir.

    Ahmet Oğuz’un ilk elden şiirlerini okuma fırsatları buldum; paylaşma teveccühünde bulundular diyeyim. Şairin çalışma atölyesi olur muydu? Evet, vardı. Şiir mana olarak gelirdi ama, üzerinde çalışma bazen günler, bazen haftalar, bazan da yıllar alırdı. Bu üç şairle birlikte şunların idrakine vardığımı söyleyebilirim:

    • Şair naiftir.

    • Şair dertlidir.

    • Şair eşya ve hadiselere karşı bilinçli farkındalık sahibidir.

    • Şairin iç dünyası dış dünyasından daha renkli ve engindir.

    • Şair yalnızdır.

    • Şair, aleladeliğe ve sığlığa başkaldıran bir âsidir.

    Ahmet Bey’le tanışıklığımız yıllara bâliğdir. Evvelen de şiirlerini paylaşırdı fakat tahsiline Medrese-i Yusufiye’de devam ederken yolladığı şiirler benim için müstesnaydı. O şiirler bambaşka bir aleme yelken açmaya azm-ı râh etmiş sevdalı gönlün iniltilerine şahitlik ediyordu. Şiirleri bana ulaştığında, manaya açık olduğumu düşündüğüm anları kollar, kahve içeceğim mekanda en büyüğünden simsiyah kahvemi söyler ve Ahmet Bey’in ilmek ilmek örülmüş dantela sanatına hayretle okumalar yapardım.

    Zevk ve rengiyle tıpatıp bana uyan ve sahiplenmek istediğim şiirlerinin yanında, kalbin derinliklerindeki lahutiliğe yelken açıp, okuyanı zorlayan şiirlerine de şahit oldum. Ahmet bey, tematik olarak tekdüze bir şair değil; tıpkı, son on yılda yaşadığı akıl almaz şeyler gibi… Ahmet Oğuz’un, hecelere çok saygılı olduğu, uyaklarla bir ahenk yakaladığı aynı anda, içindeki fırtınaya hakim olamayıp ölçüsüz şiirlerin akıntısına kendini kaptırarak bir anda okuru farklı haz ve his iklimlerinde seyahat ettirdiği pek çok şiirinde gözlemlenen ayrı bir hususiyettir.

    Naçizane tavsiyem, manaya açık olduğunuzu düşündüğünüz bir zaman ve mekânda, kitabı elinize alın ve sadık içeceğinizle birlikte uzun ve renkli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Hani şiir gibi bir hayat derler ya; bu şiirler bir hayat gibi...

    Hasan Safyürek

    15 Mayıs 2024, Sidney

    ÖN SÖZ

    Şair, harf harf şiirini inşa ederken aklını, hislerini, düşüncesini, zekasını ve muhakemesini bir sarraf hassasiyetiyle kullanan söz ustasıdır. O, kalbine gerdiği bir tek telle, ruhunun derinliklerinde uyuyan titreşimleri saatlerce, aylarca, hatta senelerce arayan ve bir rüyayı uyandırmaya çabalayan sabır kahramanıdır. Ölümsüz her şiir, bir tek onu yazan şaire mahsus bir müzik aleti gibidir. O aleti o şairden başka birinin çalmaya kalkması, görgüsüz bir taklitten ve kulakta bırakacağı buruk bir tattan öteye

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1